miss 2
f. 1. isabet ettirememek, ıskalamak, vuramamak; isabet etmemek, vurmamak: You missed the target. Hedefi ıskaladın. By some miracle the bullet missed me. Mucize eseri kurşun bana isabet etmedi. 2. (fırsat, tren v.b.´ni) kaçırmak. 3. gözden kaçırmak, kaçırmak, yanlışlıkla atlamak: You´ve missed a number of mistakes. Birçok hatayı gözden kaçırmışsın. 4. kaçırmak, duymamak. 5. özlemek, aramak: They´re going to miss her greatly. Onu çok özleyecekler. i. 1. hedefi vuramama, isabet ettirememe, karavana, ıska. 2. başarısızlık.